3 Aralık 2013 Salı

Eşcinselim,Herkesle Eşitim.

Mersin Üniversitesi öğrencisi ve aynı zamanda Mersin 7 Renk Üniversite Topluluğu Sözcüsü Buğra Unique Kampüs'e verdiği röportajda ''Mersin'de LGBT bir öğrenci olarak yaşadığı sıkıntıları anlattı.''

‘Eşcinselim, herkesle eşitim’ (Özel Haber)

86219f74 smush 1481229 10152014117259857 1743835783 n Eşcinselim, herkesle eşitim (Özel Haber)
Mersin Üniversitesi’nde Eğitim Gören LGBT Birey Yaşadığı Sıkıntıları ve Beklentilerini UniqueKampus’e Anlattı/Fotoğraf: UniqueKampus
Mersin Üniversitesi öğrencisi  LGBT birey, üniversitede yaşadığı sıkıntıları ve karşılaştığı sorunları UniquKampus’le paylaştı
Türkiye’de giderek artan LGBT cinayetleri ve bu bireylere karşı yapılan ayrımcılık çözülmeyi bekleyen büyük sorunlardan biri. Herkesle eşit şartlarda dünyaya gelen LGBT bireyler toplumda kabul görmek için yıllardır mücadele ediyor.
Bu mücadeleden biri de Mersin Üniversitesi’nde okuyan eşcinsel bir öğrenci tarafından veriliyor.Yaşadıklarını, sıkıntılarını ve gelecekten beklentilerini dile getiren eşcinsel öğrenci, kimseden bir farkının olmadığını, bu durumun bir tercih değil, yaradılış gereği olduğunu ve artık bunun farkına varılması gerektiğini anlattı.
‘Üniversiteye hayallerle geldim, hayal kırıklığına uğradım’
“Mersin’e ilk geldiğim gün yurduma yerleşmek için dolmuşa bindim. Dolmuş şoförüyle aramızda güzel bir konuşma geçti, sohbet ettik kendisiyle. Sonra ben yurduma eşyalarımı yerleştirdim, tekrar dışarı çıktım ve akşamüstü bindiğim dolmuşu yine aynı şoför kullanıyordu. Bende görünce plakasını istedim ve şakayla karışık bundan sonra plakayı görüp onun dolmuşuna bineceğimi söyledim. Kendisi de bana numarasını vermek istedi ve her zaman görüşebileceğimizi söyledi. Bu Mersin’deki ilk günümde yaşadığım onur kırıcı bir durumdu. Evet ben geyim fakat o adam bana sokakta parayla bu işi yapan bir insanmışım gibi davrandı. Sonuçta bu işi parayla yapanlar da seks işçisi ve zorunlu bir şey bu. Fakat beni öyle görüp kendi zevkine alet ettirmeye çalışması çok tuhaf bir durumdu. Hayallerimin daha ilk günden sarsıntıya uğramasıyla üniversitede yaşayacaklarımı az çok tahmin etmeye başlamıştım.
Okulun ilk günleri gayet sessizdi. İlk hafta kimseyle tanışamadım çünkü çok çekiniyor ve korkuyordum. Daha sonra çok fazla kız arkadaşım oldu ve bu durum dikkat çekmeye başladı. Bir erkeğin bu kadar çok kızla gezmesi garip geliyordu. İnsanlar kibar konuşmamdan, hal ve hareketlerimden anladılar eşcinsel olduğumu ve birçok erkek yaklaşmadı tabi ki de. Emin olduktan sonra birkaç erkek yanıma geldi ve ben samimiyetlerine güvenerek onlarla sohbet ettim. Daha sonra Mersin Üniversitesi itiraf sayfasında  eşcinselleri aşağılayıcı homofobik tavırda haberler yayınlandı. Birleri itiraf ediyor imajı yaratarak benim ağzımdan paylaşımda bulundular. Ve benim okuduğum bölüme kadar paylaştılar o platformda. Benim eşcinsel olduğumu duyurmak ve kendilerine alay konusu yapmak için yaptılar bunları. Zaten erkeklerin çoğu kız tavlama peşinde. İtiraf sayfaları bunlara yarıyor sadece. Halbuki orası haber portalı gibi olsa insanlara çok şey kazandırır, belki bizim sesimiz de oradan bütün üniversiteye duyurulur. Bu eksik bir durum ve düzeltilmesi gerekiyor. Yani kısacası benim hayat tarzım başka insanların dalga konusu oldu daha ilk günlerde ve böyle de devam ediyor.
‘Masama gelip hakaretler savuran erkekler oldu’
Bir gün üniversitede bir kafede kızlarla oturuyorduk ve yan masada sevgililer vardı. Bir an kafamı çevirdim ve yan masadakilerin öpüştüklerini gördüm. Bu görüntü de açıkçası rahatsız etti beni. Aradan zaman geçti ve onlar kasada para öderken gayri ihtiyari bir şekilde onlara döndüm. İçlerinden bir çocuk bizim masaya geldi ve hakaretler savuşturmaya başladı. Yanındaki kızlar benim kız arkadaşlarıma dönüp o yanınızdaki ‘çiçeği’ bize güldürüyorsunuz dedi ve kız arkadaşlarım benimde insan olduğumu hatırlatarak terslediler. Ben karşı taraftaki kızlardan birinin insansa insanlığını bilsin gibi laflar söylediğini duydum. Bu olay beni derinden yaraladı ama çıkardığım sonuç şu oldu. Ben gerçekten tek başıma “HOMOHOBİK” bir kız örgütü kurmuştum. Sonuçta homofobik kavramı varsa homohobik kavramı da olmadı. O arkadaşlarım benim haklarımı korumak için, beni savunmak için mücadele ettiler o gün. Olayın yaşandığı kafe benim her zaman gittiğim bir yerdi ve garsonlar bile benim haksızlığa uğradığım bilincine vararak davranıyorlardı. Ben herkesi kabul ediyorum ama onlar beni neden kabul etmiyor anlamıyorum. Eşit geldiğimiz bu dünyada yaşamak zaten zorken bir de insanlara kendini kabul ettirme çabası çok garip, çok anlamsız.
‘Tuvalete ve camiye çekinerek gidiyorum’
Ben dershanedeyken tuvalete gidemezdim. Ders saatini beklerdim. Çünkü orada erkekler vardı ve benim için hiç iyi olmuyordu o ortamda bulunmak. Ben de dersten önce hocalarımla konuşup elimi kaldırdığımda izin vermelerini söylüyordum. Bir de camiye girerken bu sorunla karşılaşıyorum. 1.5 yıldır namaz kılmıyordum fakat bu eksikliği hissettim ve artık camiye gitmeye başladım. Orada ister istemez yürüyüşümü değiştiriyorum. Ama toplumdaki şu yargıyı da kırmak isterim. Neden eşcinsellerin dinsiz olduğu düşünülüyor? Ben kendimi bildim bileli böyleyim. Bu benim tercihim değildi. Eşcinsel doğdum evet ve dini inancımın sorgulanması, benim inanmadığımın düşünülmesi de çok rahatsız edici. Bu düşünce de kırılmalı kesinlikle. Ben dinime çok bağlıyım ve bu inançtan kimse beni koparamaz.
‘Bizi kabullenmek için eşcinsel olmaya gerek yok’
Siyaset, insanın toplumda farklı hissettiği, eksik bulduğu şey için savaşmasıdır bence. Benim facebooktaki görüşümde bile LGBT yazıyor. Benim önceliğim bu olmalı, siyasetim bu olmalı. Bu kadar kötü şey yaşadım ama şunları kendime ilke edindim. Çok farklı biri olacağım. Herkesle dost olacağım ve kendimi benimsettiğimde iyi niyetimi anlayacaklar. Ama bir gün o birileri düşerse kaldırmak için elimi uzattığımda nasıl gözlerime bakacaklar çok merak ediyorum. Lisede tuvalette dayak yedim ben eşcinsel oldugum için. Ama üniversitede böyle bir şey olmayacak biliyorum. Eşcinsel kimliğimle öğrenci kimliğimi birleştirdim ve ders esnasında sırada yan yana oturabileceğim arkadaşlar elde etmeye başladım ve o insanların hiçbiri eşcinsel değil. Hayatlarında hiçbiri gey görmemiş olabilir. Ama ben bu dosthane duyguyu kendimle birlikte onlara benimsetebilirsem çok şey katmış olurum. Çünkü LGBT bireyi savunmak için ille de LGBT olmaya gerek yok. Dün beş tane daha erkek arkadaşım oldu mesela. Bu çok büyük bir artı benim için. Bu böyle devam edecek hissediyorum. Ben uzun bir süre Mersin’de olacağım ve üniversite içinde kendi topluluğumu kuracağım. Birçok insan katılacak, destek verecek ve belki şu an ismimi vermiyorum ama inanıyorum beş yıl sonra herkes beni tanıyacak.
‘Toplum kabul etseydi sen beni kabul edecek miydin baba?’
Benim eşcinselliğim konusunda babamın yorumu hep biz kabul etsek bile toplum kabul etmez oldu. Ben de ona hep bu soruyu sordum : Toplum kabul etseydi sen beni kabul edecekmiydin baba? O zaman susuyor tabi. Ve babam eşcinsel olduğumu ilk öğrendiğinde Kuran- Kerim’i açarak bana eşcinsel ilişki olduğu için gazaba uğrayan Lut Kavmini okudu ve beni gerçekten çok korkuttu. Ben napıyorum dedim kendi kendime. Yanlış bir şey yapıyorsam neden yapıyorum? Bu madem günah madem yanlış ben bunu bilerek yapmıyorum, beni buna zorlayan şey ne? Herkes bunu çocukken seçtiğimizi düşünüyor. Ben bunu çocukken nasıl seçebilirdim ki. Ben doğduğumdan beri böyleyim. Milyonlarca insan var bu şekilde. Gezi Parkında 50 bin eşcinsel yürüdü bunu kimse inkar edemez. Ben bunun sıkıntısını her alanda çektim. Hocalarımın tehdit ettiği de oldu, arkadaşlarımın dalga geçtiği de ama büyük bir umutla bekliyorum, bunların aşılacağına inaniyorum. Yaşlı bir kadın bir röportajda herkesin kendi hayatı, özgür bir ülkede yaşıyoruz demişti. Bu konuşma şunu gösteriyor ki bir gün gelecek beni babaannemde kabul edecek, aşağıdaki Şükriye teyze de kabul edecek. Kınayan gözler değişecek.
‘Bu zihniyet ‘Benim çocuğum’la değişecek’
Sadece din olgusuyla hareket eden Türk toplumuna karşı, eşcinsel çocukları olan anne ve babalar kamera karşısına geçerek bir belgesel çekti. ‘Benim çocuğum’ adlı bu belgesel televizyonda yayınlanmadı. Çünkü amaç önce yerelleri dolaşmaktı. Yerellerde LGBT’yi bilmeyen birçok insan var. Bazı üniversiteler tabi ki karşı çıktı bu filme. İçeriği kötü dendi ama bence bu filmden sonra herkes bir şeyler yapmaya başlayacak. Anlatarak olmayacak biliyorum ama bu film izlendikten sonra gerçekten bir çoğunun bakış açısı değişecek. Sadece ‘ biz eşcinseliz, bizi böyle kabul edin’ demiyorum. Benim de yapmam gereken çok şey var. Yüzyıllardır böyle devam eden bir düşünceyi kırmak için çalışmalara başladım bile. Böyle gelmiş böyle gidecek diyemem. Benimde haklarım var ve ben de sizler gibi eşit doğdum, bunun farkına varın diyebilirim.”
Muhabir: Selin Saldıray

Haberin linki:http://uniquekampus.com/escinselim-herkesle-esitim-ozel-haber/

17 Kasım 2013 Pazar

BENİM ÇOCUĞUM MERSİNDE

8 Kasım 2013 Cuma günü Akdeniz Belediyesi konferans salonunda herkesin merakla beklediği ve büyük katılımla ''Benim Çocuğum'' belgeseli izlendi.Mersin 7 Renk'ten Lezbiyen bir genç;ailesine açılım sürecini,kendisini ve toplumla olan mücadelesini paylaştı.Listag ailesinden Pınar Anne,trans kızı Ela'yı sahneye davet etti.Ela da yaşadıklarını ve annesinin onu kabullenmesiyle başlayan serüveni anlattı.Kaos GL den gelen temsilciler de Homofobiye karşı panellerini düzenlediler.Katılım yoğundu.


Siyasi partilerden olduğu gibi Mersin Üniversitesinden de yoğun bir öğrenci katılımı vardı.Bir çok basın da oradaydı.Ama 7 Renk Mersin Üniversitesi Topluluğu olarak öğrenci basınının da orada olması bizim için artı bir önem arz ediyor.Bu yüzden üniversite içinde daha fazla sesimizi duyurabilecek ve büyüyebileceğiz.

7 Kasım 2013 Perşembe

''Benim Çocuğum'' Mersinde...

8 Kasım 2013 Cuma,Saat:13.00 de başlayacak olan etkinlik,Mersin 7 Renk LGBT için büyük önem arz ediyor.Türkiye'de tabuları yıkmayı hedefleyen büyük bir başarıya imza atmış belgeseli ve ailesini Mersinde konuk ediyorlar.Sadece belgeselin kendisini değil,belgeselin başrol oyuncuları LİSTAG(Lgbt İstanbul Aile Grubu) ve Ankara'nın 18 yıllık Lgbt derneği Kaos GL'de bu büyük etkinlikte buluşuyorlar.
Duyuru çalışmaları tamamlandı.El bildirileri dağıtıldı.Herşey kısmen tamamlandı.Herkes cuma günkü bu güzel buluşmayı bekliyor.Mersin halkı kadar,üniversite öğrencilerinin de yoğun ilgi ve katılımı olacağı hiç şüphesizdir.

Yök Protestosunun Yürüyüşünde 7 Renk LGBT

 6 kasım YÖK ün kuruluş yıl dönümü protesto eylemi Mersin Üniversitesi bileşenleri tarafından gerçekleştirildi.Bütün öğrenci gruplarının, topluluklarının ve eğitim-sen li çalışanların katıldığı büyük çaplı eylem adeta şenlik havasında geçti.Kitlesel yürüyüşle başlayan protesto eğitim-sen li emekçilerin fidan dikme eylemiyle devam etti.Yapılan Türkçe, Kürtçe, Arapça konuşmalarda YÖK ve AKP teşhir edildi.Atılan kitlesel sloganların ardından eylem müzik ve halaylarla sona erdi.
 

Bu yürüyüşte bir ilk gerçekleşti.Mersin Üniversitesinde ki bir yürüyüşte LGBT bireyler de vardı.''Homofobik Eğitime SON!'' Homofobi ne ayol?'' pankartlarıyla en önde yürüdüler.Ortak sloganları ise ''Bu daha başlangıç,mücadeleye devam''.Bu  onlar için üniversite içerisinde bir ilk ve bu onların mücadelesinde önemli bir yere sahip.
 
 
Eylem,yürüyüş ve eğlencenin ardından 7 Renk'ten Eren sahnede mikrofonla 8 kasım 2013 cuma günü yapılacak olan Benim Çocuğum ve aileleri buluşması etkinliği için duyuru yaptı.Kalabalık dağılmadan da öğrenci ve öğretmenlere Benim Çocuğum el bildirilerini dağıttılar.

5 Kasım 2013 Salı

ÇOK ŞEY YAPACAĞIZ!

 5 kasım 2013 salı Mersin 7 renk LGBT'nin en büyük adımlarından birisi gerçekleşti.Mersin Üniversitesinde ilk LGBT tohumları atıldı.7 Renk LGBT Üniversite Sözcüsü Buğra,7 Renk'ten Eren ve Canan'ın da katılımıyla üniversite içerisinde bir toplantı düzenlendi.Mersin Üniversitesinde LGBT Topluluğu oluşturmak,nasıl oluşturulur?,6 kasım Yök yürüyüşünde LGBT bireyler nerede? gibi soruların konuşulup tartışıldığı toplantı sonucunda varılan nokta;8 kasım cuma günü gerçekleşecek olan Benim Çocuğum belgesel gösterimi ve homofobi karşıtı buluşma etkinliğinden sonra daha fazla bu konu üzerinde uzlaşı sağlanması fikri oluştu.

Bu bir ilk.Bu ilk ile birlikte üniversite içinde başlayan mücadelemiz devam edecek.
 6 kasım 2013 çarşamba saat:11.30 da yabancı diller yüksekokulu fakültesi önünde toplanıp Rektörlüğe yürüyüş yapılacak.Hedefte Akp zihniyeti ve Yök var.Bu yürüyüşte 7 renk te dövizleriyle orada olacaktır.


Üniversitede Homofobiye,Homofobik Eğitime Son.